Yok mu bizim bir fabrika ayarımız?

Toplumsal olarak nereye gidiyoruz bilen var mı?

Herkesin dilinde “Allah sonumuzu hayır etsin” sözü gidiyor.

Herkes birbirinden şikayetçi.

Hepimiz kolay yaşam derdindeyiz.

Hayat görüşlerimiz değişti.

Kimsenin canı harekete geçmeyi istemiyor.

Hepimiz üretmeden tüketmek, hem de çok tüketmek istiyoruz.

Daha çok tükettiğimizde daha iyi mutlu daha iyi olacakmış algısı içindeyiz.

Oysa ki şuan mutsuzluk akan damarlarımızda an be an dolaşıp bizi daha çok tüketmek için bizi manipüle ediyor.

Artık alışveriş bile elimizin altında. Herhangi bir şekilde sokağa çıkmaya bile gerek kalmadan kapımıza geliyor.

Bu durum bizi daha çok tüketmeye mi itiyor diye sormadan edemiyorum.

Bununla birlikte cep telefonları gerçek bir manipülatör.

Sürekli bir şekilde gerekli gereksiz bildirim alma halindeyiz.Ne odaklanma kaldı ne hafıza. Ne yaşadığımızı bile bazen unutuyoruz.

Sosyal medya tüm ayarlarımızı kaçırıyor.

Bildiğimiz dini inanışlarımız dahi değiştirilerek karşımıza çıkıyor.

Gökyüzü görevini yerine getirirken kaşımıza ”Retro” sözcüğü çıkma başladı. Hayatımızda oluşabilecek tüm terslikleri Retrolara bağlamaya başladık. Zorluklarla karşılaşmamızdan daha doğal bir durum yok. Sonuçta yaşıyoruz. Hayat hep bir standart çizgide ilerleyemez.

Ya Hep Ya Hiç…

Değişik değişik ritüeller çıkmaya başladı. Yeni yıla girerken masanın altında 12 adet üzüm ye, onu da şu şekilde ye diye insanlarla dalga geçer gibi.

Her gün inanç kanallarımız parça parça modifiye ediliyor.

“Yer gök dua ile” derdi büyüklerim. Onu bilir onu uygularım.  Bu tür şeylere ister inanın ister inanmayın bilemem ama yine de siz kalpten inançla yapılan bir duanın kıymetini de unutmayın. Diğerleri nedir tam bilmem ama “iyi düşün, iyi olsun.” ana düşüncemdir.

Sosyal medya kanallarında herkes konuşuyor. Ya da herkes izlenmek, sıra dışı olmak adına kendi olmaktan çıkıyor.

Buraları tabi ki izliyorum. Bir şeyin etik ve ahlaki değer içerisinde insanları doğru şekilde aydınlatılması taraftarıyım ancak “uzmanlar diyor ki” ile başlayan videoların birçoğugerçek dışı. Ne doğru ne yanlış bilemez oldum. Bir gün bakıyorum yumurta faydalı, ertesi gün yararsız bir şekilde vücuduma zarar veriyor. Her gün bir bilgi farklı şekilde yanlışlanıyor. Böylelikle karışık olan düşüncelerimiz arapsaçına dönüyor.

Gerçeklik algılarım değişmekle birlikte fiyat-eder değerini de ayırt edemez oldum.

Daha fazla tüketmemiz için yapılan reklamların dışında satış stratejileri içerisinde nihai tüketici olarak şaşırmış durumdayım.

Bazılarını örnek vermek istiyorum. Ürün etiket fiyatından %50 + %50 indirimli diyor reyonda başka kasada başka dört işlem bilmezsen fiyat hesaplayamıyorsun veya 3 al 1 öde, beğenmezsen 5 al 1 öde… Benim o üründen 5 adete ihtiyacım yok ki. Beni neden gereksiz yere tüketime yöneltiyorsun. Tabi ki onlarda satmak istiyor anlıyorum ama tam tersi bir etki yarattığını belirtmeden geçemeyeceğim. Çok ihtiyacım da olsa almıyorum.

Ne kadar farklılaştık, fabrika ayarlarımızdan ne kadar koptuk aslında durup düşününce fark ediyoruz.

Farkındalıklarımızı Uygulamayı kendimize ilke edindiğimiz günlere…

Saygılarımla,

Sosyolog

Süreyya KOCADAĞ®

Uzm.Aile Danışmanı- Dikkat ve Özel Eğitim Eğitmeni