Unutulan Konuşma…
Farkında mısınız bilmiyorum ancak iletişimimiz her geçen gün azalıyor…
Aslında elimizdeki telefonlarla çok da güzel iletişim halindeyiz. Fakat kendimizi ifade etme becerimiz ne durumda orası büyük bir soru işareti.
Güzel Türkçemiz çok zengin bir dil ancak biz bu zenginliğin ne kadarını kullanıyoruz hiçbirimiz farkında değiliz.
Günlük olarak ağzımızdan çıkan kelime sayısına baktığımızda 5-10 bin kelime sayısına kadar çıkabiliyor.
Fakat gelin görün ki böyle zengin bir dil içerisinden ortalama 300-350 kelime ile tüm konuşmaları bitiriyoruz. Bu durum da dilimizi bir kısırdöngü içerisinde kullandığımızı ortaya çıkıyor.
Çünkü konuşmalarımız çok genel geçer ve hep aynı segmenttekalıyor. Basit ve yalın cümlelerden oluşuyor.
Bir de tabi emojileri unutmayalım.
Emojilere gelmeden önce bu kadar az konuşmamızın az kelime kullanmamızın sebeplerine değinmek istiyorum …
Kelime hazinemiz mi az bizim konuşacak konularımız mı yok yoksa o konuları konuşabilecek nitelikte kendimizi geliştirmiyor muyuz?
Zengin bir kelime hazinesi sahip olabilmek için okuyan bir toplum olmamız lazım.
Okuyanları söz dışı bırakırsam, okuduklarımız ders kitapları veya Instagram postlarından ibaret veya işimize gelmeyen,zorda kalmadan hiçbir şeyi okumuyoruz.
Kısacası dil ve anlatım becerilerimizin gelişmesi için okuma alışkanlığı edinmeliyiz. Fakat bunun için hiçbirimizin zamanı yok.
Sanırım, kitap okumak için boş zaman olması gerektiğine inanıyoruz. Oysa ki benim bildiğim fırsat bulunan her an kitap okunabilir. Okuma eylemini sadece kitap okumak olarak sınırlandırmayalım. Merak edilen bir şeyi araştırmak bile zor geliyor. Mecbur olursak yapıyoruz. Sınav olacaksak yapıyoruz.
Bu durumda bir de ülkemizde yapılan LGS ve YKS sınavları var. Bu sınavlar bilgiyi akılda tutma sorularından, okuduğunu anlamaya ve okuduğunu yorumlayabilme sorularına evrildi.Toplum olarak okumayan bir ülkede en çok yapılmayan yerden sınav olacağımız çok net değil mi?
Ve emojiler… tatlı, sevimli, mimik kullanan emojiler….
Teknolojik iletişim içerisinde sürekli yazışıyoruz, mesajlaşıyoruz. Açık açık yazmak yerine bir çoğumuz emojilerden faydalanıyoruz. Onlar aracılığı ile yazışma anında mimik yapıyoruz. Bazen etkili iletişim içerisinde çok da sevimli oluyor ve kelimeleri yumuşatabiliyor.
Bir o kadar da bu emojiler bizim yerimize konuştuğu için bize söyleyecek yeni kelime bırakmıyor.
Bildiğiniz kelime tasarrufu yapar haldeyiz.
Pandemi ile birlikte gelen bireyselleşme, küçülen aile yapısı, aile içinde herkesin yorgun olması ve gerçekten sosyalleşmek yerine, teknolojik olarak sosyalleşmek, okumak yerine izleme alışkanlığı edinmemiz bu duruma çokça sebebiyet vermiş bulunuyor.
Evet, bizler genel olarak bu durumdayız. Geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızın dil gelişimini sağlamak, kendini ifade etme becerisini arttırmak biz ebeveynlerin elinde… Eve giren bir gazete, açık kalan bir radyo, okumak, araştırmak ve bir konu hakkında bilgi paylamışımı yapmak… Farklı bir çokdurum yaratılabilir.
Kendimizi doğru ifade ettiğimiz, karşımızda ki kişiyi doğru anladığımız günlere…
Saygılarımla,
Süreyya Kocadağ
Sosyolog- Uzm. Aile Danışmanı-Dikkat Eğitmeni
(Yukarıda bahsettiğim genel bir durumdur. Bazı kişiler meslek gereği bu durumun dışındadır.)